/

bir enkaz arası
en siyahi kabuklu zaman
orada tuz
kül
ön kapı ve ağız sunakları
gölgelerimiz ne kadar büyüyecek?
//
döküntü yapraklar ve ölü kökler
şimdi korkunç
karaşın toz
yağmalanan avlular gibi beyaz
saçlarım buzlu ve lacivert değilken
biri ipini örüyor yüzümde
ölü sandal tabut tutacağı
ve masaldan öte..
///
uyur ve uyanıyorum, tüm revnak yıldızlar
ruhun taçlanmış yaprakları
ve tanrı herşeyi çekerken gözümün önünden
körlerin gözlerine aşığım
görüyorlar
solgun zamanların ay ışıkları
ve hoşçakal eller
hiç olmadığımızdan beri
oraya yerleşmek
sessizliğin sözlerine ve duvarlara..
Dormo e mi sveglio, tutte le stelle ingenue i
petali coronati dell’anima
e il dio che mi toglie tutto dalla vista
Sono innamorato degli occhi dei ciechi
che vedono le
luci della luna dei tempi pallidi
e addio le mani si stabiliscono lì da
quando
noi non sono mai stato
a parole di silenzio e muri..
che bellezza! saluti dall’Italia
BeğenLiked by 1 kişi
Ciao. Grazie
BeğenLiked by 1 kişi
Güzelmiş bu şiiri sevdim, ne zamandır okumadım blogları bu gün okuma günüm, bakayım bohçalarda neler var 🙂 selamlar.
BeğenLiked by 1 kişi
Selamlar. Bohça sizin bakın tabi🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Bellissima poesia molto armoniosa. Buona giornata!
BeğenLiked by 2 people