gidilecek bir yerimiz yoktu
belki de var olanın içinde unutulmuş
kör bir ikindi akşamı
hep çarşambaları ve parmaklar arasında
celladın sakladığı kılıçlar
var olmayanların adları
ve yalnız kapılar
ve duvarların büyük gürültüsü
acı bir trampata çalıyor
seni tanıtır ve gözyaşlarını bağlar
sunağa hoş geldiniz .
benzersiz
ve ağaç kök salmaz yağmurun ağzında;
benim güzel lina’m kalbimin kızkardeşi
bu gece uyu,
yere yapışmış kuru iskeletlerden
şimdi bir çiçek açacak hayalinizde
renginizi alın ve eşiğin ötesine geçin.

Non avevamo dove andare,
forse è
un pomeriggio cieco dimenticato in ciò che esiste, è sempre mercoledì, e le spade che il carnefice nasconde
tra le dita, i nomi di chi non c’è, e le porte solitarie e il grande rumore delle mura suona una tromba amara, presentati e fascia le tue lacrime, benvenuto all’altare. unico e l’albero non attecchisce nella bocca della pioggia;
.
mia bella lina, sorella del mio cuore
, dormi stanotte,
dagli scheletri secchi appiccicati al terreno,
un fiore ora sboccerà,
prenderà il tuo colore nel tuo sogno e oltrepasserà la soglia.
.
Şiirlerinde Poe ve Lovecraft’ın yankılarını buluyorum, onları taklit etmiyorsun ama ruhlarını detaylandırıyorsun, seni böyle okumak harika, hoşçakal
BeğenLiked by 1 kişi
Il lato surrealista di Lovecraft è buono. Avevo letto alcuni dei suoi libri. Amo Po. Amo i poeti turchi Ece Ayhan e il poeta rumeno Paul Celan, che mi hanno influenzato nella poesia.
Hai fatto una traduzione straordinaria. Lo spirito della poesia è ben conservato.
Grazie Flavio. Adoro le tue poesie. Buonasera.
BeğenLiked by 1 kişi
selamlar
BeğenLiked by 1 kişi