Oluşum

/

her gece sanskritçe konuşup
tiber ırmağından dökülüyordu karanlık
ben
ve justitia’nın bağlanmış gözleri.

//

koyuyorum kendimi yer altına
entropilerden gelen sırtımız kabuk, önümüz bir aynanın ret ettiği
köksüz ve kurumaktayız burkina faso
kaburgadan gelen bu inlemeler
kemiğimde uyu ve fısıltılı konuş.

///

ay ve revnak yıldızın  bize anlattığı
sırtımızın biçimi yok diye
gölgemiz yoktu
yoksa uzanıyorduk, kılıçlardan düşüp
ipliklerin bağladığı iki yabancı
saç dipleri
ve zamanı sayıp, yılanların bizi sokmasını sağlıyorduk
oysa bir gemiye binip gidebiliriz
şeytanın yağmurları, ganj nehrine uzanmış yarı çıplak büyücüler
biz de çıplağız
parçalanmış ateşler,
köz
tuz
ve bir kitap ayracıyız, sessizlik yağıyor
tanrılar bahçeyi çekerek bozar.

////

belki bir şeye dokunacağız
” şiir
” geyikli gece
beynimden firar etmiş absürt rüyalar, gemiler ve sinirleri sökülmüş otlar üzerinde
yer altı
bu mağaraların dilleri var
asi, uğuldayan, çürümüşlüğün içinde iç
ne zaman kussak bir iniltinin çığlığını
buzlar çözülüyor alnımızda
bu uçurumlar
karanlıklar ve intiharlar..

Oluşum” için 6 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s